Yeni TEB’den ne beklerim diye sorulsa; Tabanını hiçe saymamasını beklerim. Seçim zamanı oy, sözleşme zamanı aidat imajını yok etmesini isterim. Meslektaşına dava açarken gösterdiği cesareti, devlet kurumları tarafından mağdur edildiğimizde göstermesini isterim.
2010 yılından bu yana serbest eczacılık yapmaktayım. Dört yıllık süreçte iki defa toplu düşüş yaşadım. Her cuma düşen ilaçların ise hesabını artık tutamaz oldum. Aynı zamanda ikide TEB genel kongresi gerçekleşti. 2011’deki kongrede bakan kendi ağzı ile dedi bu zarar karşılanacak garantisini biz veriyoruz. Söz uçar yazı kalırdı ancak, işin içinde eczacı var ise ne yazının ne de sözün hükmü vardı. Aynı garanti TEB ile SGK’nın imzaladığı ek protokolde de verilmemiş miydi?
Eczane eczacılığına ilk başladığım dönem muayene ücreti denilen illetle karşılaştım. Bana muayene olmayan hastadan bu ücreti neden ben tahsil ediyordum? Sonradan öğrendim itiraz edildiğinde mahkeme kamu yararı için siz eczacılar yapmalı bu tahsilatı kararı vermiş. Peki ben elektrik, su, telefon gibi ödemeleri yaparken bana neden artık sende kamudansın diyerek yarar sağlanmıyordu?
Sonrasında piyasada bulunamayan ilaçlarla karşılaştım. Primidon etkin maddeli ilaç bir vardı bir yok. Sonra meme CA’lı başka bir hastama tamoksifen etkin maddeli ilacı bulmakta zorlandım. Sanki bir benim başıma geliyordu bunlar. Sonrasında liste uzadı gitti. Neredeydi bu ilaçlar? Listeye en son deposilin eklendi. Sebep belli idi artık. Uygulanan ilaç fiyatlandırma politikası tam bir felaket idi. Fiyat belirlerken baz alınan Euro’nun değeri 1,93 TL idi. Gerçek değerin nerede ise yarısı idi.
Peki bu üretimi olmayan, depolarda bulunmayan ilaçların akibeti ne oluyordu? Hepsi birer birer birliğimizin yurt dışı ilaç temin listesine dahil oluyordu. Başlangıçta sosyal devletin bir gereği olarak, ülkemizde ruhsatı olmayan ilaçlar bu şekilde hastalara ulaştırılıyordu. Ama sistem o kadar da kusursuz işlemiyordu. Ve ben bunları düşünürken Edirne’den Dilek çıktı . İlaca ulaşmanın zorluğunu bakan ile paylaştı. Neden bu ilaçlar yok sorusu gündeme geldi? Neden serbest eczanelerden temin edemiyordu? Birlik tam eline fırsat geçmiş meramını anlatacak derken; sorun yok biz temin ediyoruz dedi. Eczacı olmadan ilaç temini ciddi bir sorun idi ve öylede oldu. Devlet ithal ilaç için özel depolara ihale ile aynı görevi verebileceğini gündeme alınca, birlikten başta söylemesi gereken açıklama geldi “Bir ilaç ancak eczacı tarafından ve eczane ortamında hastaya verilebilir”
Tek sıkıntımız ilaç temin etmek değildi elbette. Bir meslektaşım SGK’dan kendisine gönderilen tebligat üzerine beni aradı. Kendisinden 60bin lira isteniyordu. Olay kısaca bir üniversite hastanesinden çıkan elektronik raporun sahte olması idi. Sözleşme bu konuda açık 3. Şahısların sahtekarlığından eczacı sorumlu değildir. Peki bu para neden isteniyordu? Cevap çok şaşırtıcı hasta ilaca ulaşamamış idi. Olmayan bir nakil için düzenlenen sahte rapordan hasta ilacı alsa kamu zararı sanki ortadan kalkacak idi. Ortada bir haksızlık vardı. TEB’e konu ile ilgili başvurduk ve yanıt alamadık Bu ve bunun gibi hukuku sorunlarımıza çözüm bekliyoruz.
Bizleri ilgilendiren bir yasa yayınlandı en son, yönetmeliği henüz bir sır olan. Bazı zehir saçan, çoklu organ yetmezliklerine yol açan gıda takviyesi görünümlü ilaçlar internet ortamından kolayca satılamayacak denildi. Ancak yasada ilaç kelimesine yer verilirken gıda takviyesini ibaresinden eser yoktu. Yine sordum, ama bu sefer olay nedir? Diye bir cevap bile alamadım.
Yeni TEB’den ne beklerim diye sorulsa; Tabanını hiçe saymamasını beklerim. Seçim zamanı oy, sözleşme zamanı aidat imajını yok etmesini isterim. Meslektaşına dava açarken gösterdiği cesareti, devlet kurumları tarafından mağdur edildiğimizde göstermesini isterim. Dünyada eczacılık ne aşamada sorusunu Como gölü kenarında değil ABD’deki zincir eczacılığın 100 yıllık geçmişi sektörü ne hale getirdiğini analiz etmesini isterim. Halkın gözünde yerlere düşen itibarımızın, eski güzel günlerine dönmesini beklerim.