Ankara Eczacı Odası
Yayın Organı

Eczanelerimize Artı bir Katma Değer Prof. Dr. Rahime ŞİMŞEK Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmasötik Kimya Anabilim Dalı Hacettepe Üniversitesi Medya, İletişim ve Tanıtım Koordinatörü

Meslek örgütümüz, akademik başarısı yüksek yeni nesil bir eczacılık için, bir proje başlatmalı ve mesleğimiz sıkıntılı bir dönemden geçiyor olsa da, bu durumun eğitimimize yansımasına izin vermemelidir. Mesleğimizin hakettiği saygınlığı kazanması için, her platformda halka ve özellikle üniversite tercihi yapacak gençlere gerekli ve yeterli bilgilendirmenin yapılması kaçınılmazdır.

Doz Dergisi Editörü, sevgili arkadaşım Prof. Dr. Mehtap Uysal, beşinci sayı için bir yazı yazmamı istediğinde, mesleğimizle ilgili o kadar çok yazacak şey vardı ki, hangisini yazacağıma karar vermem zor oldu. Muayene ücretlerinden her gün düşen ilaç fiyatlarına, sayıları hızla artan eczacılık fakültelerinden Medulaya kadar, sağlık sistemindeki açığı sadece ilaç fiyatlarını düşürerek kapatmaya çalışan bir düşünceden hayati önem sahip fakat bulunmayan ilaçlara kadar... Her biri ayrı bir yazı konusu... Akademisyen kimliğimle, bu konuların hepsi hakkında yazı yazabilirim. Ama bu yazımda sadece eczacılık fakültelerindeki akademisyenleri değil, dolaysız!!! olarak tüm meslektaşlarımı da yakından ilgilendiren ancak diğer konuların yanında çok da görünür olmayan bir soruna değinmek istiyorum: Eczacılık fakültelerine giren öğrencilerin gittikçe düşen akademik başarısından biraz da rakamlarla bahsetmek istiyorum.

Mezunu ve öğretim üyesi olmaktan gurur duyduğum, Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nde eğitim görmeye hak kazanmış öğrencilere ait son sekiz yılın min. ve max. puanlarını içeren istatistiki bilgiler aşağıdaki tabloda özetlenmiştir. Bu veriler www.osym. gov.tr resmi web sitesinden alınmıştır.

Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi, kurulduğu günden beri ülkemizde en yüksek puanla öğrenci alan eczacılık fakültesidir. Tablodan da görüldüğü gibi, Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesini tercih edip eğitim görmeye hak kazanan öğrencilere ait min. puanlar ve buna bağlı olarak yüzdelik dilim sürekli düşmektedir. Bu durum Türkiye’deki diğer eczacılık fakülteleri için de geçerli ve hatta daha dramatiktir. Bu sonuçların çarpıcı bir yanı da, yıllar içinde min. ve max. puanlar arasındaki farkın, gittikçe artmasıdır. Geçtiğimiz yıl Say-3 puan türünde 250 puanla öğrenci olan eczacılık fakülteleri olduğu ve mevcut sınav sisteminde 1 puanın bile binlerce öğrenciyi geride bıraktığı düşünülürse, konunun önemi daha çok ortaya çıkmaktadır.

Bu verilerden edindiğimiz iki önemli sonuç vardır: 1. Eczacılık fakültelerine her yıl daha düşük akademik başarılı öğrenciler gelmektedir. 2. Min. ve max. puanlar arasındaki farkın gittikçe artıyor olması ise, yüksek ve düşük başarı düzeyine sahip öğrencilerin aynı eğitimi almasına, dolayısıyla ortalama başarı düzeyinin düşmesine ve düşük kaliteli eğitime neden olmaktadır.

Yukarıda özetlemeye çalıştığım olumsuz tablonun en önemli nedenleri; mesleğimizin gittikçe itibarsızlaştırılması, tüm eczacıların (eczane ve kamu eczacıları) mesleğini icra ederken yaşadığı sıkıntıların katlanarak artması, sağlık sisteminin vazgeçilmez bir parçası olarak eczacıya gereken önemin ve hakettiği değerin verilmemesidir. Basında mesleğimizle ilgili çıkan olumsuz haberler, meslektaşlarımızın haklı gelecek kaygısı, sağlık hizmetlerinin sunumunda eczacının rolünün toplum tarafından algılanmamış olması ve yanlış ilaç politikalarının hastaya yansıyan sonuçlarıyla direkt olarak eczacının karşı karşıya olması, bu sonuçların sorumlusunun örneğin piyasada bulunmayan bir ilacın sorumlusunun bile eczacı olarak görülmesi problemi daha da ağırlaştırmakta ve gittikçe içinden çıkılmaz bir döngüye sokmaktadır. Kamuda çalışan meslektaşlarımızın, aldığımız eğitimle orantılı özlük haklara sahip olmaması da yaşadığımız sorunların başka bir boyutudur. Tüm bu olumsuzlukların bir sonucu olarak akademik başarının yıllar içinde düşmesi, verilen eğitimin kalitesini düşürmekte, öğretim üyelerinin motivasyonunu azaltmakta ve eğitimde yapılması planlanan yeniliklerin hayata geçirilmesini geciktirmekte veya tamamıyla ertelenmesine neden olmaktadır.

Sevgili Meslektaşlarım, hepimizi ilgilendiren, biraz da karamsar bir tablo ile karşı karşıyayız. Çözüm önerilerim ise, her bir ayrı bir yazı konusu olacak kadar çeşitli ve kapsamlıdır.

Meslek örgütümüz, akademik başarısı yüksek yeni nesil bir eczacılık için, bir proje başlatmalı ve mesleğimiz sıkıntılı bir dönemden geçiyor olsa da, bu durumun eğitimimize yansımasına izin vermemelidir. Mesleğimizin hakettiği saygınlığı kazanması için, her platformda halka ve özellikle üniversite tercihi yapacak gençlere gerekli ve yeterli bilgilendirmenin yapılması kaçınılmazdır. Böylesine büyük bir organizasyon ancak Türk Eczacılar Birliği’nin liderliğinde ve tüm eczacı odalarının katılımıyla gerçekleşebilir. Sosyal ve görsel medya aracılığıyla kolaylıkla ulaşabileceğimiz başarılı öğrencilerin gelecekte meslektaşımız olması, mesleğimizin prestiji bakımından çok önemlidir. Eczacının, ilacın üretiminden hastaya sunulmasına kadar her aşamda en yetkin sağlık personeli olduğu konusunda farkındalık yaratılması zorunludur.

Ayrıca, ülkemizde yeterli sayıda eczacılık fakültesi bulunduğu, yeni eczacılık fakültelerinin açılmasının geleceğin işsiz eczacılarını üretmekten başka bir işe yaramayacağı ve çözüm üretmekten uzak bir strateji olduğu tartışılamaz. Yeterli öğretim üyesi, araştırma görevlisi ve laboratuvar olanakları bulunmayan eczacılık fakülteleri açılması, mesleğimiz açısından tehdit edicidir. Günümüzde eczacılık fakültesi açmak neredeyse her üniversite rektörünün hayali haline gelmiştir. Eczacılık eğitimi çok spesifiktir, özel donanımlar gerektirmektedir ve oldukça masraflı bir eğitimdir. Tıp fakültelerinin sadece bir katını eczacılık fakültesi haline dönüştürmek eğitimimiz için yeterli değildir. Bu konuda da, Türk Eczacılar Birliği’nin, milletvekili meslektaşlarımızın da yardımıyla başta YÖK olmak üzere ilgili tüm kurumlar bazında çalışmalar yapması beklentilerimiz arasındadır. Meslek örgütümüze diğer sorunlarımızın yanısıra yukarıda kısaca anlatmaya çalıştığım durumu da iletmek ve yeni açılımların kaçınılmaz olduğunu vurgulamak istiyorum.

Bütün sorunlara rağmen, büyük bir özveriyle sağlık hizmeti sunan eczacılara şükranlarımı sunuyorum. Sevgili Meslektaşlarım, mesleğimizi her alanda sorunsuz icra edebileceğimiz bir gelecek diliyorum.

Saygılarımla.....