Geçtiğimiz yıllarda yapılan bir ankete göre dünyanın en yaşanabilir şehri seçilen Stockholm, 13. yüzyıldan beri İskandinavya’nın en önemli kültür, siyaset ve ekonomi merkezi. Her yıl bir milyonun üzerinde turistin akınına uğrayan bu şehir dünyanın en büyük müze kentlerinin de başında geliyor. 2014 Şubat’ında Erasmus Öğretim Üyesi Değişim Programı nedeniyle bulunduğum Helsinki’den dört günlük bir ziyaret için geldiğim Stockholm beni en çok, sahip olduğu zengin ve iyi korunmuş eczacılık tarihi mirası ile kendine hayran bıraktı. Bu yazıda size Stockholm gezi rehberlerinde yer almayan ancak eczacılık tarihi açısından önemli yerleri tanıtmaya çalışacağım.
İSVEÇ ECZACILARI BİRLİĞİ ECZACILIK TARİHİ MÜZESİ (Apotekarsocieteten Farmacihistoriska museet, Wallingatan 24-26, Stockholm) İsveç Eczacıları Birliği’ne ait 140 yıllık bir binada çok sayıda eczacı ve eczacılık tarihi koleksiyoncusunun bağışlarıyla 1986 yılında kurulan bu müze, İsveç eczacılık tarihine ışık tutan önemli bir koleksiyona ev sahipliği yapıyor. Rezervasyon ile gezilebilen müzenin üç kata yayılmış 12 odada sergilenen koleksiyonu tematik bir anlayışla sınıflandırılmış. Diğer eczacılık tarihi müzelerinde olduğu gibi eczane mobilya ve tavan süslemeleri; porselen ilaç kavanozları ve cam ilaç şişeler; terazi, havan ve küçük-büyük ölçekli laboratuar malzemeleri; ahşap ve metal drog kapları; reçeteler, reçete zarfları ve kayıt defterleri, farmakope ve mesleki kitaplar bu müzenin de demirbaşlarını oluşturuyor. İsveç eczacılık tarihi açısından dikkat çekici bölümler ise şunlar;
Eczane Sembol ve Tabelaları: Bu bölümde Stockholm’de açılan en eski eczanelerden birine ait aslan sembolünden başka Stockholm’ün üçüncü eczanesi olan Melek Eczanesi’ne ait ahşap melek heykeli, Kraliyet Eczanesi’ne ait (üzerinde Officina Regia Pharmaceutica yazan) çift aslanlı metal tabela, ahşap tekboynuz ve anka (simurg) heykelleri sergilenmektedir.
Kutup Yıldızı Eczanesi: Eczacılık öğrencileri için uygulama eczanesi olarak 1817 yılında Stockholm’de açılan bu eczane sonraki dönemlerde birkaç kez yer değiştirmek zorunda kalmış ve 1978’de kapanmıştır. Eczaneye ait, armut ağacından yapılmış 1883 tarihli mobilya, üzerindeki sedef işlemeleri ile göz alıcı bir güzelliğe sahiptir. Botanik bilimci Linnaeus ve eczacı Scheele’nin yine sedefle işlenmiş portreleri ise müzenin mutlaka görülmesi gerekenler listesinde üst sıralarda yer almaktadır.
Tablet Teknolojisi: Bu odada 1843’te William Brockedon tarafından tablet basım patentinin alınmasından günümüze kadar tablet teknolojisinde yaşanan değişim kronolojik sırayla yerleştirilmiş tablet basım araç-gereç ve makineleri eşliğinde gösterilmektedir.
İsveç İlaç Endüstrisi Tarihi: Bu bölümde İsveçli ilaç fabrikaları tarafından üretilmiş ilaçların ambalajlarından İsveç Olimpiyat takımının 1948 Londra Olimpiyatları için yanlarında götürdükleri Penisilin enjeksiyon paketine kadar ilgi çekici pek çok obje yer almaktadır.
Scheele Odası: Müzenin üçüncü katındaki bir diğer odada ise dünya kimya tarihinde önemli bir dönüm noktası olan İsveçli Eczacı C.W. Scheele’ye ait deney notları, yağlıboya tablo, resim, madalyalar ve Scheele tarafından kullanılmış çeşitli laboratuar malzemeleri sergilenmektedir. Burada bir parantez açarak bu ünlü eczacı hakkında kısa bir biyografi bilgisi vermekte yarar var.
OKSİJEN’İN KÂŞİFİ: ECZACI SCHEELE Alman asıllı bir aileye mensup olan Carl Wilhelm Scheele, 14 yaşından itibaren Gothenburg ve Malmö’deki eczanelerde çalışıp geceleri deney yaparak ve kimya hakkında yazılmış bulabildiği tüm kitapları okuyarak bilgisini artırdı. Sonraki yıllarda Stockholm ve Uppsala’ya yerleşen Scheele bu dönemde aralarında oksijen, klor ve molibden’in de bulunduğu yedi elementi ve tartarik, oksalik, sitrik, ürik ve laktik asit gibi çeşitli organik asitleri keşfetti. 1775’te Stockholm Kraliyet Bilimler Akademisi üyeliğine seçilen Scheele, 1777 yılında yayınladığı “Hava ve Ateşe İlişkin Kimyasal Gözlemler ve Deneyler” başlıklı eserinde havanın yanmaya neden olan bir gaz ile yanmayı önleyen başka bir gazdan oluştuğunu açıkladı. Deney notlarından anlaşıldığı kadarıyla Scheele’nin hayatı boyunca yaptığı deneylerin sayısı 22 binin üzerindedir.
Scheele’nin 150. doğum yıldönümü anısına Stockholm Eczacıları Birliği tarafından ünlü İsveçli heykeltıraş Börgeson’a sipariş edilmiş olan bu anıt 9 Aralık 1892 günü İsveç Kralı Oskar, prens ve kabine üyeleri, Scheele’nin akrabaları ve çeşitli üniversitelerden temsilcilerin katıldığı resmi bir törenle ziyarete açılmış. O tarihten beri pek çok eczacı ve kimyagerin uğrak yeri olmuştur.
Scheele Anıtı: (Humlegården, Stockholm) Stockholm’ün en geniş parklarından Humlegården’ın kuzeyindeki küçük bir tepenin üzerinde bulunan bu anıtta Scheele oturur vaziyette ve önündeki eritme kabında gerçekleşen yanma sürecini izlerken görülüyor. Anıtın uzun bir hikayesi var: Scheele’nin 150. doğum yıldönümü anısına Stockholm Eczacıları Birliği tarafından ünlü İsveçli heykeltıraş Börgeson’a sipariş edilmiş olan bu anıt 9 Aralık 1892 günü İsveç Kralı Oskar, prens ve kabine üyeleri, Scheele’nin akrabaları ve çeşitli üniversitelerden temsilcilerin katıldığı resmi bir törenle ziyarete açılmış. O tarihten beri pek çok eczacı ve kimyagerin uğrak yeri olan bu anıt ne yazık ki 1992 yılında bir grup vandal genç tarafından kaidesinden sökülerek parçalanmış. İsveç basınında büyük yankı uyandıran bu olayın ardından anıt kısa süre içinde restore edilerek yeniden ziyarete açılmışsa da bugün orijinal halini kısmen kaybetmiştir.
C.W. Scheele Eczanesi: (Apoteket C.W. Scheele, Klarabergsgatan 64, Stockholm) Stockholm merkez tren istasyonuna beş dakika mesafedeki bu eczanenin Scheele’nin adını taşımaktan başka tarihi bir değeri yok. Bir zincir eczane grubuna ait olan bu eczanenin iç dekorasyonunda Scheele ya da eczacılık tarihiyle ilgili herhangi bir görsel ya da yazı yer almıyor.
KUŞ İSİMLİ ECZANELER Eczanelere kuş isimleri vermenin İskandinav ülkelerinin eczacılık tarihinde yaygın bir gelenek olduğu anlaşılıyor. Bu geleneğin ardında yatan neden ise okuma yazma oranının düşük olduğu dönemlerde hastaların eczanelerini, üzerlerinde bu kuşların sembollerinin yer aldığı tabelalar aracılığıyla daha kolay tanımasını sağlamakmış. Diğer ülkelerde eczanelere öncelikli olarak aslan, tek boynuz, yılan gibi hayvan isimleri verilirken İskandinav ülkelerinde neden kuğu, kartal, leylek, baykuş, hatta anka gibi kuş isimlerinin tercih edildiği eczacılık tarihçilerinin öteden beri tartıştığı bir konu. İsveç Eczacıları Birliği koleksiyonunda tarihi üç dört yüzyıl öncesine uzanan kuş sembollü çok sayıda eczane tabelası yer alıyorsa da en iyi örneklere bugün de Stockholm şehir merkezinde hizmet vermeye devam eden Leylek ve Baykuş Eczanelerinde rastlanmaktadır.
Leylek Eczanesi: (Apoteket Storken, Storgatan 28, Stockholm) 1898 yılından beri aynı adreste hizmet veren bu eczane Stockholm’ün yaşayan en eski eczanelerinden biri. Ustalıkla oyulmuş ahşap mobilyaları, modern kimyanın kurucularından ünlü İsveçli kimyager Jacob Berzelius’a (1779−1848) ait yaldızlı büstü, kolon başlarını çevreleyen yılan heykelcikleri, sağlık ve hastalığı alegorik bir üslupla tasvir eden tavan resimleri ve giriş kapısının üzerindeki cama işlenmiş muhteşem eczacı gravürü ile bugün de ilk günkü güzelliğini muhafaza ediyor.
Bu nedenle de son yıllarda turistlerin otobüsle gelip ziyaret ettiği önemli bir turistik uğrak yeri haline gelmiş. Yine de yaşlı hastalar eczanenin yıllardan beri gerçek müdavimleri. Leylek Eczanesi ziyaretçileri ile kurduğu sıcak diyalog ile geleneksel eczane ruhunu yaşatmaya devam ediyor. Eczane iç dekorasyonundaki incelikli ayrıntıları görebilmek için ise dikkatli bir göz ve biraz zamana ihtiyaç var.
Baykuş Eczanesi: (Apoteket Ugglan, Drottninggatan 59, Stockholm) Stockholm’ün sadece yayalara açık en gözde alışveriş caddelerinden birinin üzerinde bulunan bu tarihi eczane yakın zamanda ciddi bir tadilat geçirmiş ve özgün dokusunu büyük ölçüde yitirmiş. Bununla birlikte eczanenin dış kapısının üzerinde yer alan baykuş heykeli eczanenin ismini aldığı önemli bir tarihi sembol. Ziyaretçileri eczanenin girişinde karşılayan ihtişamlı ahşap eczane mobilyaları ise eczanenin eski dönemine ait ve üzerindeki baykuş oyması ile ziyaretçileri kendine hayran bırakıyor. Tavan süslemeleri de eczanenin değişmeden kalmış nadir güzellikleri arasında yer alıyor.
ECZANE BAR VE NOBEL ÖDÜLLÜ BİR ECZACI Tarihi eczanelerin mobilyalarının korunarak bar haline getirilmesi İskandinav ve Baltık ülkelerinde sık rastlanan bir uygulama. Finlandiya’nın Helsinki ve Turku, Estonya’nın Tallinn, Letonya’nın Riga şehirlerindeki benzerleri gibi Stockholm’de de eczane dekorasyonlu bir bar var: Pharmarium.
Pharmarium Bar-Restoran: (Pharmarium Bar- Mat-Mixologi, Stortorget 7, Stockholm) Stockholm’ün en eski yerleşim yerlerinden biri olan Stortorget Meydanı’na hâkim bir konumdaki bu bar-restoran adındaki “Pharma” kelimesi ile 1575 yılında aynı yerde açılmış olan Stockholm’ün ilk eczanesine gönderme yapıyor. Duvarlarını bu mekân için özel olarak tasarlanmış minyatür drog dolaplarının süslediği barda dolap aralarında kalan boşluklar ise irili ufaklı ilaç şişeleri ve bazı eczacılık objeleri ile işlevsel hale getirilmiş. Pharmarium’un işletmecisi tarihe meraklı bir girişimci. Eczanenin ilk sahibi Eczacı Anthonius Busenius’un izinden giderek eczacılık sanatı ve estetik güzelliğin buluştuğu büyülü bir mekân yaratmaya çalıştıklarını söylüyor. Yılan sembolünü de işletme logosunda bu nedenle kullanmış. Ne var ki tıp ve eczacılık tarihçilerinden beklediği ilgiyi görememiş olmaktan şikâyetçi. Belki de bu nedenle olacak restoran kısmını eczane konseptinden bağımsız olarak oryantalist bir anlayışla dekore etmiş. Pharmarium müşterilerine kapılarını her gün saat 16.30’da açıyor.
Nobel Müzesi: (Nobel Museet, Stortoget 2, Stockholm) Pharmarium Bar-Restoran’ın tam karşısında yer alan bu müzede Nobel Ödülü’nün kurucusu Alfred Nobel’in kişisel eşya ve yazışmalarından başka Nobel Ödülü sahiplerine de ilişkin pek çok bilgi ve belgeye ulaşmak ve dönemsel sergileri takip etmek mümkün. Müzede bizleri eczacılık tarihi açısından ilgilendiren isim ise 1906 yılında kimya alanında Nobel ödülünü alan Fransız eczacı Henri Moissan (1852−1907). Profesör Moissan, Nobel Ödüllü ilk ve tek eczacı olması nedeniyle meslek tarihimizdeki önemli bir kilometre taşı.
Tarihi eczanelerin mobilyalarının korunarak bar haline getirilmesi İskandinav ve Baltık ülkelerinde sık rastlanan bir uygulama. Finlandiya’nın Helsinki ve Turku, Estonya’nın Tallinn, Letonya’nın Riga şehirlerindeki benzerleri gibi Stockholm’de de eczane dekorasyonlu bir bar var: Pharmarium.